16 Aralık 2023 Cumartesi

Tarımsal Kredi Almak İçin Gerekli Belgeler ve Adımlar

 Türkiye'de sübvansiyonlu tarımsal kredi almak isteyen çiftçiler için bazı adımlar bulunmaktadır. İşte sizler için sübvansiyonlu tarımsal kredi almak için izlenmesi gereken başlıca adımları sırası ile anlatıyorum;

- Çiftçi belgesi alınmalıdır: ilgili kamu bankasından sübvansiyonlu tarımsal kredi alabilmek için öncelikle çiftçi belgesi almanız gerekmektedir. Bu belgeyi, İl veya İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerine başvurarak edinebilirsiniz.

- Kredi başvurusu yapılmalıdır: Çiftçi belgesini aldıktan sonra, çeşitli kamu bankalarından sübvansiyonlu tarımsal kredi başvurusu yapabilirsiniz. Bankalar çiftçilerin talebine ve faaliyetine göre uygun kredi seçenekleri sunmaktadır. Yatırım yada işletme kredileri.

- Proje hazırlanmalıdır: Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından desteklenen projeler belirli bir süre için kredi alabilmeyi sağlamaktadır. Bu nedenle kredi başvurusu yaparken, talep ettiğiniz miktar ve proje hakkında detaylı bir çalışma yapmanız gerekmektedir.

- Başvuru dilekçesi hazırlanmalıdır: Kredi başvurusu yaparken banka tarafından talep edilen belgeleri tamamlayarak bir başvuru dilekçesi hazırlamalısınız. Bu dilekçede, talep ettiğiniz kredi miktarı, projenizin detayları ve bankaya sağlayacağınız teminatlar gibi bilgiler yer almalıdır.

- İlgili yerlere başvuru yapılmalıdır: Kredi başvurusunu yaptıktan sonra, banka tarafından istenen belgeleri eksiksiz bir şekilde ilgili banka veya Tarım ve Orman Bakanlığı temsilciliklerine teslim etmelisiniz. Bu belgeler arasında tarım alanına ait tapu veya kira sözleşmesi gibi evraklar da olabilir.

- Kredi değerlendirme ve onay süreci: Başvuru yaptıktan sonra banka veya Tarım ve Orman Bakanlığı ilgili birimleri, başvurunuzu değerlendirerek kredi talebinizin onaylanıp onaylanmadığına karar verir. Bu süreç bankadan bankaya değişebilir ve genellikle projenin doğruluğu, finansal kapasite ve geri ödeme potansiyeli gibi faktörlere göre değerlendirilir.

- Kredi kullanımı ve geri ödeme: Kredi talebinizi onaylandıktan sonra, tarafınıza sözleşme imzalatılır ve gerekli tüm detaylar belirtilir. Kredi tutarı size verilir ve belirli bir geri ödeme planına uyarak kredi borcunuzu ödemeye başlarsınız.

Bu adımları takip ederek Türkiye'de sübvansiyonlu tarımsal kredi alabilirsiniz. Ancak unutmayın, her bankanın ve kurumun kredi politikaları farklı olabilir, bu nedenle başvuruyu yapmadan önce ilgili banka veya Tarım ve Orman Bakanlığı'nın güncel kredi koşullarını ve gerekliliklerini kontrol etmek önemlidir.

15 Aralık 2023 Cuma

Türkiye de Faizsiz Kredi Almak İsteyenlere Tavsiyeler

    Türkiye'de faizsiz kredi almak isteyen bireyler, İslami finans prensiplerine uygun olarak hizmet sunan bankaları tercih edebilir. Bu bankalar, faizsiz kredi ürünleriyle müşterilerine destek sağlamaktadır. Faizsiz kredi almak için aşağıdaki adımları takip edebilirsiniz: 

- Faizsiz kredi veren bankaları araştırın ve bankaları belirleyin. Bu bankalar, müşterilere faizsiz kredi imkanı tanımaktadır. İnternet üzerinden veya bankaların müşteri hizmetlerinden bu bilgilere ulaşabilirsiniz.

- Başvuru şartlarını öğrenin çünkü her bankanın faizsiz kredi için belirlediği başvuru koşulları farklıdır. Borçluluk durumu, gelir düzeyi, kefil gerekliliği vb. gibi unsurları öğrenmek için bankayla iletişime geçin veya web sitelerini ziyaret edin.

- Gerekli evrakları hazırlayın ve bankanın istediği belgeleri tamamlayın. Örneğin, kimlik fotokopisi, gelir belgesi, ikametgah gibi evraklar talep edilebilir.

- Talep edilen belgeler ile kredi başvurunuzu yapın. Bu başvuruyu banka şubelerinden veya online olarak yapabilirsiniz.

- Değerlendirme sürecini bekleyin: Başvurunuz banka tarafından incelenir ve değerlendirme sürecine alınır. Banka, mali durumunuzu değerlendirerek kredi onayı veya reddi hakkında size bilgi verecektir.

Kredi onayı durumunda, kredi şartlarınızı detaylıca inceleyin: Faizsiz kredi almanız durumunda, kredi şartlarını ve faizsiz geri ödeme planını dikkatlice gözden geçirin. Tüm detayları anladığınızdan emin olun.

    Faizsiz kredi almak için Türkiye'de hizmet veren İslami finans prensiplerine uygun bankaları belirlemek ve ilgili bankanın başvuru sürecini takip etmek önemlidir. Bu süreçte bankanın istediği belgeleri tamamlamak ve gerekli şartları sağlamak da başvurunun olumlu sonuçlanması için önemlidir.

27 Şubat 2019 Çarşamba

Muzdaki Tehlike


Muz, dünyada en çok tüketilen pirinç, buğday ve sütten sonra dördüncü değerli besindir. 400 milyondan fazla insan için temel bir gıda maddesidir. İhracatta, tüm tarımsal ürünler arasında dördüncü sırada yer alır ve tüm meyvelerin en önemlisidir. Dünya ticareti yıllık 2,5 milyar dolar tutarındadır. Ancak, 86 milyon ton yıllık küresel üretimin sadece % 10'u uluslararası ticarete giriyor.  Geri kalanının çoğu ise tropikal Afrika, Amerika ve Asya'daki çiftçiler tarafından tüketilmektedir. Muz, buradaki insanların karbonhidrat, lif, A, B6 ve C vitaminleri ve potasyum, fosfor, kalsiyum içeren temel gıdalarıdır.



Ne yazık ki dünya genelinde muz iki mantar hastalığı yüzünden yok olma tehlikesiyle karşı karşıya: Panama Hastalığı ve Siyah Sigatoka. Panama Hastalığı bir plantasyona bulaştığında hiçbir şey yapılamaz. Fusarium oxysporum isimli mantarın neden olduğu hastalık toprak kökenlidir ve onlarca yıl toprakta kalabilir. Bu durum, muz üreticilerine bulaşık alanları terk etmekten başka bir seçenek bırakmaz, hastalığın daha fazla yayılmasını önlemek için alan kapatılır. Enfekte olmuş toprak genellikle birkaç yıl boyunca muz yetiştiriciliğinde kullanılamaz. 



Siyah yaprak çizgisi olarak da bilinen Siyah Sigatoka (Mycosphaerella fijiensis) yaprak leke hastalığıdır. Yaprak bölgesinde hasara neden olarak % 50 veya daha fazla verim kaybına ve erken olgunlaşmaya neden olduğu gibi meyvelerde ciddi bir kusur yaratır. Kara Sigatoka hastalığı ile büyük miktarda fungisitle mücadele ediliyor ancak uzun vadede sürdürülebilir bir yöntem olarak görülmemektedir.

Muz, tek bir türün klonlanmasıyla yetiştirilen bir meyve olduğu için bir ağaca bulaşan hastalık hızla yayılmakta ve tüm muz üretimini tehdit etmektedir. Dünyada yayılmaya başlayan ve muz bahçelerini hızla yok eden ve özellikle yabancı menşeili muzlarda rastlanan bu hastalıklar ülkemiz muz yetiştiriciliği açısından da dikkate alınması gereken bir sorundur.
Cavendish türünü etkileyen Panama hastalığı şimdilik Asya kıtasında görülüyor. Ancak Latin Amerika'ya da yayılırsa dünyanın tüm muz üretimini tehlikeye atabilir. Bu aslında 1950'lerde yaşanmış ve Gros Michel diye bilinen muz türü ortadan kaybolmuştu. Gros Michel'in yerini Cavendish muzu aldı. Tür adını İngiltere'nin Derbyshire bölgesinde bulunan Chatsworth House'da yaşayan 6. Devon Dükü Willam Cavendish'ten alıyor.
Dolayısıyla küresel muz üretimi, yaygın mantar hastalıkları tarafından kritik saldırı altındadır. Milyonlarca insanın geçim kaynağı, muz tarlalarını yok eden, on yıllardır toprakları kirleten ve bastırılamayan Panama hastalığı nedeniyle tehlikededir. Halen Güneydoğu Asya'da muz üretimini tehdit ediyor. Bir diğer hastalık olan Siyah Sigatoka da küresel bir sorun teşkil ediyor ve muz üreticilerini çevre üzerindeki tüm zararlı etkilerle birlikte gittikçe daha fazla kimyasal kullanmaya zorluyor. Bu durum da çevre ve insan sağılığına verilen zararın artmasına neden oluyor. Bu zararı azaltmak ve önlemek için bilim insanları çalışmalar yürütmektedir. Wageningen UR araştırmacıları bahsi geçen hastalıklara karşı dirençli olan muz çeşitlerinin geliştirilmesi için çalışmaktadırlar. Yabani muzlardan kültüre alınmış muz bitkilerine direnç genlerini ıslah yöntemleri ile aktarma çalışmaları yürütmektedirler. Araştırmacılar büyük tohumlara sahip yabani muz türlerinin korunmasının çok önemli olduğunu ve tarımı yapılan muz türünü geliştirmek adına bir gen bulma fırsatı verebileceğini belirtiyorlar. Ayrıca Hollandalı araştırmacılar serada Hindistan cevizi lifi (coco peat) ve taş yününden oluşan bir ortamda yetiştirdikleri bitkilerin hastalıkların gelişmesine engel olduğunu, böylece hastalıkla mücadelede bu yetiştirme tekniğinin olumlu sonuçlar vereceğini kanıtlamışlardır.