27 Şubat 2019 Çarşamba

Muzdaki Tehlike


Muz, dünyada en çok tüketilen pirinç, buğday ve sütten sonra dördüncü değerli besindir. 400 milyondan fazla insan için temel bir gıda maddesidir. İhracatta, tüm tarımsal ürünler arasında dördüncü sırada yer alır ve tüm meyvelerin en önemlisidir. Dünya ticareti yıllık 2,5 milyar dolar tutarındadır. Ancak, 86 milyon ton yıllık küresel üretimin sadece % 10'u uluslararası ticarete giriyor.  Geri kalanının çoğu ise tropikal Afrika, Amerika ve Asya'daki çiftçiler tarafından tüketilmektedir. Muz, buradaki insanların karbonhidrat, lif, A, B6 ve C vitaminleri ve potasyum, fosfor, kalsiyum içeren temel gıdalarıdır.



Ne yazık ki dünya genelinde muz iki mantar hastalığı yüzünden yok olma tehlikesiyle karşı karşıya: Panama Hastalığı ve Siyah Sigatoka. Panama Hastalığı bir plantasyona bulaştığında hiçbir şey yapılamaz. Fusarium oxysporum isimli mantarın neden olduğu hastalık toprak kökenlidir ve onlarca yıl toprakta kalabilir. Bu durum, muz üreticilerine bulaşık alanları terk etmekten başka bir seçenek bırakmaz, hastalığın daha fazla yayılmasını önlemek için alan kapatılır. Enfekte olmuş toprak genellikle birkaç yıl boyunca muz yetiştiriciliğinde kullanılamaz. 



Siyah yaprak çizgisi olarak da bilinen Siyah Sigatoka (Mycosphaerella fijiensis) yaprak leke hastalığıdır. Yaprak bölgesinde hasara neden olarak % 50 veya daha fazla verim kaybına ve erken olgunlaşmaya neden olduğu gibi meyvelerde ciddi bir kusur yaratır. Kara Sigatoka hastalığı ile büyük miktarda fungisitle mücadele ediliyor ancak uzun vadede sürdürülebilir bir yöntem olarak görülmemektedir.

Muz, tek bir türün klonlanmasıyla yetiştirilen bir meyve olduğu için bir ağaca bulaşan hastalık hızla yayılmakta ve tüm muz üretimini tehdit etmektedir. Dünyada yayılmaya başlayan ve muz bahçelerini hızla yok eden ve özellikle yabancı menşeili muzlarda rastlanan bu hastalıklar ülkemiz muz yetiştiriciliği açısından da dikkate alınması gereken bir sorundur.
Cavendish türünü etkileyen Panama hastalığı şimdilik Asya kıtasında görülüyor. Ancak Latin Amerika'ya da yayılırsa dünyanın tüm muz üretimini tehlikeye atabilir. Bu aslında 1950'lerde yaşanmış ve Gros Michel diye bilinen muz türü ortadan kaybolmuştu. Gros Michel'in yerini Cavendish muzu aldı. Tür adını İngiltere'nin Derbyshire bölgesinde bulunan Chatsworth House'da yaşayan 6. Devon Dükü Willam Cavendish'ten alıyor.
Dolayısıyla küresel muz üretimi, yaygın mantar hastalıkları tarafından kritik saldırı altındadır. Milyonlarca insanın geçim kaynağı, muz tarlalarını yok eden, on yıllardır toprakları kirleten ve bastırılamayan Panama hastalığı nedeniyle tehlikededir. Halen Güneydoğu Asya'da muz üretimini tehdit ediyor. Bir diğer hastalık olan Siyah Sigatoka da küresel bir sorun teşkil ediyor ve muz üreticilerini çevre üzerindeki tüm zararlı etkilerle birlikte gittikçe daha fazla kimyasal kullanmaya zorluyor. Bu durum da çevre ve insan sağılığına verilen zararın artmasına neden oluyor. Bu zararı azaltmak ve önlemek için bilim insanları çalışmalar yürütmektedir. Wageningen UR araştırmacıları bahsi geçen hastalıklara karşı dirençli olan muz çeşitlerinin geliştirilmesi için çalışmaktadırlar. Yabani muzlardan kültüre alınmış muz bitkilerine direnç genlerini ıslah yöntemleri ile aktarma çalışmaları yürütmektedirler. Araştırmacılar büyük tohumlara sahip yabani muz türlerinin korunmasının çok önemli olduğunu ve tarımı yapılan muz türünü geliştirmek adına bir gen bulma fırsatı verebileceğini belirtiyorlar. Ayrıca Hollandalı araştırmacılar serada Hindistan cevizi lifi (coco peat) ve taş yününden oluşan bir ortamda yetiştirdikleri bitkilerin hastalıkların gelişmesine engel olduğunu, böylece hastalıkla mücadelede bu yetiştirme tekniğinin olumlu sonuçlar vereceğini kanıtlamışlardır. 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder